Dünyaya "Çanakkale Geçilmez" diyerek tarihin akışını değiştiren şanlı ecdadımızın bu sarsılmaz inancı ve mücadelesi sonucu evlatları olarak bugün bizler bu topraklar üzerinde geleceğe yürümekteyiz.

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, Türk tarihinde askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yazılış tarihidir. Bu destan memleketin her köşesinden vatan uğruna bir araya gelerek Çanakkale'de buluşan, zor şartlarda savaşan, ancak azim ve kararlılığıyla dönemin teknolojik olarak güçlü ve donanımlı işgal kuvvetlerine karşı koyan,tarihinin her döneminde dünyaya ışık saçmış, esaret altında yaşamaktansa ölmeyi göze almış olan milletimizin asla unutulmayacak bir başarısıdır.

Sonuçları itibariyle dünya tarihine derin bir iz bırakan Çanakkale Zaferi, bu toprakların kıyamete kadar aziz milletimizin vatanı olarak kalacağının ispatı olmuştur. 108 yıl önce Çanakkale'de şehadet şerbetini içen 250 bin vatan evladı, şanlı bayrağımızın gönderden asla indirilemeyeceğinin de tüm dünyaya en yüksek sesle ilan etmiştir.

Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın/Bu toprak, bir devrin battığı yerdir/Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın/Bir vatan kalbinin attığı yerdir." dizeleri Çanakkale Zaferi'nin ruhunu ifade etmektedir. Kahramanlık, vatanseverlik, fedakârlık, cesaret, iman ve inanç gibi eşsiz faziletlerle oluşan bu ruh, nesillerimizin ruhunun da ifadesi olmuştur.

Bu duygu ve düşüncelerle, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 108'inci yıldönümünde, bu cennet vatanı bizlere emanet eden başta Çanakkale Zaferinin Anafartalar Kahramanı devletimizin kurucusu büyük lider ve devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve istiklali uğrunda kahramanlıkları ve fedakarlıklarıyla milletimizin gönlünde taht kuran aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.